25 Ocak 2010 Pazartesi

demirden leblebi/m


Ağzımın içini kaplayan koca bir sen
Çiğnedikçe büyüyen
Büyüdükçe yutamadığım

Söyleyemediğim
Susturamadığım
Ağzımda gevelediğim
Tüküremediğim
Benim
Demirden leblebim

19 Ocak 2010 Salı

....


Bir dönem fetret devri yaşanıyor
Bir dönem lale devri
İçimdeki uygarlığında
Hep seni fethetmeye yola çıkıyor
Yolda fırtına kar
Tüm seferlerden eli boş dönüyor

15 Ocak 2010 Cuma

bir an


 Çantanda rastgele bulduğun
Yarısı kırılmış bir sigara gibiyim…
Belki tam ortasından kopmuş
Tütünler dökülmeye başlamış
İçine çeksen de gelemeyen

Kes at şimdi o tarafı
Kalanı bir nefeste çek içine
En derinine
Ciğerlerine değinceye kadar
Ki o an kadar
Yalnızca bir an

İşte hepsi bu

Önce öldür
Öyle çek içine beni…


12 Ocak 2010 Salı

uzaklaşan ışığım


Giderken ışıklarını söndürdüğüm tüm odalardın sen
Güneş almadığı için gün boyu açık tuttuğum hani
Arada kalmış bodrum katları
Zaman zaman  duyulan  sesler
Tıkırtılar
Sen diye peşinden gittiğim gölgeler…
Hiç duymadan hissettiğim kokun…

Olamayan gerçeğim
Bin defa olan düşüm
İsimsiz mucizem
Sessizliğin...

Dünya kadar bir boşluğum şimdi...
Yörüngem değişmiş sanki…
Sen uzaklaştıkça
Güneşim…
Üşümekte
Ve
İçim…
Her geçen gün soğumakta





mor kedi/ 12ocakikibin10

3 Ocak 2010 Pazar

kuzgun


2009’un son şiiri


Uzun otobüs yolcuklarında
O yorgun halinle
Başını cama yaslanıp seyrettiğin
Eski, tek tük evli
 Elektrik direkleri az olan
Bir yerleşim yeriyim şimdi.
İyi ki burada yaşamıyorum dediğin hani…
Hani o kadar Issız
 Ve epey uzak kalmış çocuk seslerinden…

Gittiğin yerleri özlemeyi bıraktığımdan beri
Sokaklara taştı kuzgunlar…
Gelemediğin bir adreste
Bir leş arar gibi
İzimi  sürmekte...