26 Ağustos 2009 Çarşamba

ZÜHRE: Derler ki, aşk ta unutulurmuş her şey gibi. Hem de yaşanıp bittikten sonra, soğuyup küllendikten sonra değil, tam da doludizgin devam ederken unutulurmuş aşk..!

Neyse ki, Zühre yıldızı varmış göğün üçüncü katında. Halen aşık olup olmadıklarını ve eğer aşıklarsa kime aşık olduklarını hatırlayamanlanlar, göğün üçüncü katına çıkıp, Zühre yıldızının elindeki aşk aynasına bakarlarmış. Baktıklarında gördükleri yüz, aşık oldukları yüz olurmuş.

Derler ki, bazıları sadece zifiri karanlık görürmüş aynada. Böylelerinin hazıfalarından şüphe etmeleri yersizmiş. Çünkü tekleyen hafızaları değil, yürekleriymiş.


elif şafak - mahrem

25 Ağustos 2009 Salı

yarım öykü

bir arkadaşım şöyle dedi :

-- Artik buyumustum galiba :/ icimde deriN bir bosluk olustu :/ aski kaybetmis ben ne kadar umitsiz oldugumu farkettim sonra :/ ama baslayan her sey biter degilmi minik? Umitsizlikte biter.

ben de ona şöle dedim:

insan yıllarca ayn ı şarkıları dinliyor aynı şarkıları dinlerken aynı şeyleri düşlüyorsa... yapamadıklarına içi yanıyosa yarım kalmış şeyleri bitirme gücü yoksa da üstelik. hala kabullenemiyo hala bi ışık bi işaret arıyorsa, yaslanacak tek omzu hep kendi olduysa, hala bir uçurtma uçaramadıysa, dünyayı olduğu gibi kabul ediyorum deyip kötü şeyler olduğunda dünyanın çivisi çıkmış diyosa.. bazı şeyler bitmiiyoo başlayan bazı şeylerin sonu gelmiyo kanını emiyo hatta ( taamamen kendi adıma söylüyorum bunlar)

sonra şu aptalca şeyi yazdım:

Saçlarını topladı topuz yaptı ve balkona çıktı ..ışığı kapattı.bir çay koymuştu zaten kendine yanında da bir sigara yaktı…

Baktı uzun uzun kısık gözlerle ışıklara… Kentin boş ışıklarına…

Uzun zamandan beri böyle hissetmemişti…nefes alamaz gibi kısılmış,unutulmuş sanki hayat onu bir kenara atıvermiş öyle dönüyordu…içinden tüm küfürleri sayıp sıvamak geldi..üşüse de üzerine hiç bir şey almadı..üşümeyi sevdi… Ağladı gözyaşlarını sevdi aktıkça yüzü yıkandı… Ağladı. Bu şehre neden geri geldiğine ağladı… Hayallerinin bir bir kayıp gittiğine ağladı… O odada çürüdüğüne ağladı…

Telefonundan müzik açtı arada ıslık çaldı arada eşlik etti bulutsuzluk özlemine… Yine ağladı…

Konsere gidip sesi kısılıncaya kadar şarkı söylemek istedi..çok hem de

Bu şehirden bir kaçış planı yapmak zorundaydı. Acil kaçış planı…


öykü yarım kaldı...

22 Ağustos 2009 Cumartesi

hissedemezsin değil mi...
kalbime dokunduğunu daha da ötede ezdiğini...

bir aşkın cinayeti yine ellerimde
sen sana bunları yazdığımı asla bilemeyeceksin
temizleyip ellerimdeki kanı senin yine haberin olmadan yok ediyorum ip uçlarını
vazgeçişin hüznü var işte
sevemeyişinin biraz da..

hepsi bu...

19 Ağustos 2009 Çarşamba

Koku, tad, sıcak... sende her aradığım vardı:
Seni soğuk bulanlar, ısıtamayanlardı....

17 Ağustos 2009 Pazartesi

eski

"Ölürüz diye mi üzülüyoruz?
Ne ettik, ne gördük şu fani dünyada
Kötülükten gayri?

Ölünce kirlerimizden temizlenir,
Ölünce biz de iyi adam oluruz;
Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış,
Hepsini unuturuz."

orhan veli

bundan bilmem kaç sene öncelerde yaşasaydık yine böyle mi olurduk.. hani ne bilim istanbulun o eski zamanlarında siyah beyaz fotoğraflarda başka dertlerle müzdarip olsaydık çok sevseydik sevilmeyince bundan daha mı derin olurdu sevilmeyişlerimizin ardından hüznümüz ya da terkedilmişliklerimiz... yılgınlıklarımız hatta bunalımlarımız...

dünya bu kadar güzel ve çirkin olmasaydı zıtlıkların bu kadar anlamı olur muydu..

ben her bahar aşık olurum....

olurum da işte... bahar geçti şimdi bu neyin nesi anlamadım...